Cumhuriyet Bilim Teknik (CBT)dergisinin 6 Mart 2004 tarihli sayısında “Böcekler nasıl kanatlandı?” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, Rhyniognatha hirsti türüne ait 400 milyon yıllık bir böcek fosiliyle ilgili evrimci iddialara yer veriliyordu. CBT, bu böceğin yapısının “böceklerin neden uçmayı öğrendiği” sorusuna cevaplar sunduğunu iddia ediyor, bu böceği kanatlı böceklerin sözde evrimine dayanak olarak gösteriyordu. Ancak sözkonusu böcek gerçekte evrim teorisine hiçbir dayanak oluşturmamaktadır. Dahası bu haber, evrim teorisine hiçbir destek oluşturmayan bir bulgunun teoriye nasıl uydurulduğunu güzelce göstermektedir.
Yazıda, Rhyniognatha “nın “gerçek bir böceğin tüm belirgin özelliklerini taşıdığı” ve “son derece işlevsel bir çeneye” sahip olduğu belirtilmektedir. Şimdi düşünelim.
Bu bulgu bize objektif olarak ne söylemektedir? Bunun cevabı basittir: Gerçek bir böceğin belirgin tüm özelliklerini gösteren bir canlı, böcektir! Bu bulgu bize, günümüz böcekleriyle tam 400 milyon yıl önce yaşamış böceklerin aynı tasarıma sahip olduklarını, beden planlarında herhangi bir değişim yaşamadıklarını göstermektedir. CBT”de bu fosilin evrimci bir bakış açısından yorumlanması, mantıktan tamamen yoksun bir davranıştır, çünkü ortada evrime dayanak gösterilebilecek en küçük bir değişim dahi mevcut değildir.
“Son derece işlevsel” bir çene de, böceklerin yüzmilyonlarca önce, aynen bugün sahip oldukları kompleks yapıda olduklarını gösterir. Evrimciler, canlılığın basitten komplekse doğru geliştiğini iddia ettikleri halde, yüzmilyonlarca önce, hiçbir atasal formu olmaksızın ortaya çıkmış bir böcek, zaten ‘kompleks” yapıdadır.
Hikayenin Böylesi
Evrimciler canlılardaki kompleks yapıların hangi amaçla sözde evrimleşmiş olabileceği konusunda tamamen hayal gücüne dayalı masallar uydurmada ve bunu bilimsel bir açıklama olarak sunmadaki hayalcilikleriyle bilinirler. Gerçekdışı hikayeler dediğimiz bu tür masallar hiçbir gözlem veya deneye dayanmayan, bilim dışı hayallerden ibarettir.
CBT”nin bu haberinde aktarılan bir iddia, evrimcilerin hayalperestlikte bir dönüm noktasının eşiğinde olduklarını göstermektedir. Buna göre, böceklerin sözde evrimleşerek kanatlanmasının sebebi, boyu aniden uzamaya başlayan otlardır. Kanatsız böcekler, otlarla kaplı arazilerde yaşarken etrafı görebilmek için sözde kanatlanmışlardır! Gerçekten de bu, büyük bir masaldır.
Evrimcilerin, dört ayaklı bir maymunun savanlarda ileriyi görmek için doğrulup insana dönüştüğü masalı hatırlandığında durum biraz daha ilgi çekici bir hal almaktadır. Görülen o ki evrimciler, kendi hayallerinde dönüşüm yaşayan canlıları açıklamada, otları önemli bir etken olarak görmektedir. Bir canlının evrim inancına göre doğrulmuş olması mı açıklanmalıdır? Otlar bu işi halleder. Kanatsız bir canlı evrim inancına göre kanatlanıp uçmuş olması mı gerekmektedir? Otlar bu işi halleder… Evrimcilerin zihinleri işte böyle işlemektedir. En baştan inanılan bir senaryo, bilimsel bulguların ortaya koyduğu tüm imkansızlıklara rağmen , kesin bir gerçek kabul edilir, bunun sözde bilimsel açıklaması da bir masalla geçiştiriliverir.
Sonuç:
Darwinizm bir efsanedir. CBT yetkililerini bu efsaneye olan inançlarını modern bilimin bulguları ışığında gözden geçirmeye ve ancak çocukların masal kitaplarında rastlanacak türden hikayeleri topluma ‘bilim” olarak sunmaktan vazgeçmeye davet ediyoruz.
Böceklerin evrimi iddialarının geçersizliği hakkında ilgili daha detaylı bilgi için bkz. Böceklerin Kökeni