Bilim ve Teknik dergisinin Haziran 2005 sayısında, Sabancı Üniversitesi organizasyonu kapsamında bir konferans veren Harvard Üniversitesi genetikçisi ve Darwinist Andrew Berry’nin konuşma metni yayınlandı. Berry, “Kaplumbağa ve İspinoz: Charles Darwin Galapagos Adalarında” başlıklı yazısında genel olarak Charles Darwin’in Beagle gemisiyle seyehati ve Galapagos adalarına ziyaretini anlatıyor, Darwin’le ilgili bir yanlış anlamayı gidermeye çalışıyordu. Söz konusu yanlış anlama ispinoz gagalarıyla ilgili evrimci yorumun Darwin’e ait olduğu şeklindeki efsaneydi. Gerçekte Darwin, Türlerin Kökeni isimli kitabında ispinozlardan söz etmemişti ve bunlarla ilgili evrimci yorumlar ancak bir yüz yıl kadar sonra öğretmen David Lack’ten gelecekti.
Berry, Darwin’in gözlemlerini kayıtlandırma çalışmalarının da bilimsel olarak titiz sayılamayacağını belirtiyordu. Örneğin günümüzde adeta bir ikon haline gelmiş olan ispinoz gagasındaki farklılaşmalarla ilgili hiçbir açıklaması olmamıştı:
“Darwin’in en büyük Galapagos zaferi olarak anılan ispinoz incelemeleriyse, aslında bir anlamda belki de en büyük başarısızlıklardan biriydi. Örneklerinin hangi adalardan geldiğini etiketlemeyi ihmal etmenin yanı sıra, gagaların biçim ve yapılarındaki çeşitliliğin [sözde] evrimsel önemini tümüyle atlamış, dikkatini onun yerine renklerine odaklayarak ‘kuşlarla ilgili olarak anlaşılmaz bir karmaşanın hüküm sürdüğünü’ de itiraf etmişti…”
Darwin, adalardan eksik örnekler toplamış, bunları etiketlendirmemiş, eksiklerini kapamak için başkalarının yaptığı etiketlendirmeleri kullanmış ve ispinozlarla adalar hakkında yanılmıştı:
“Darwin her ne kadar yanlışlarını düzeltmeye çalıştıysa da, Galapagos ispinozlarıyla o zamana dek pek rayında gitmemiş olan ilişkisi, [Zooloji Derneği’nden kuşbilimci John] Gould’un ortaya çıkardıklarından sonra da pek yolunda gitmedi. Tıpkı bülbüller gibi ispinozların da adadan adaya farklılık gösterebileceklerini fark etmiş, ancak konuyu irdelemek için giriştiği çabalar, örneklerini, alındıkları adaya göre etiketlememiş olduğu için sonuçsuz kalmıştı. Neyse ki Beagle’da, Galapagoslarda örnek toplayan ve onları etiketlerken daha dikkatli davranan başkaları da vardı. Darwin de verilerindeki boşlukları, onların örneklerinden aldığı bilgiyle kapatmaya çalıştı… Başkalarının da verilerinden yararlanarak Darwin, aslında umduğu sonuca varmanın bir yolunu bulmayı başardı. Verdiği kararsa, farklı ispinozların, farklı adalardan geldikleri yolundaydı. Ama aslında durum hiç de böyle değil…”
Berry, Darwin’in bu yanlışlarının İngiliz Doğa Tarihi Müzesi’nde de karmaşaya yol açtığını şöyle belirtiyordu:
“Darwin’in, ispinozların adalar arasındaki dağılımıyla ilgili olarak ‘Beagle’ın Yolculuğu’ eserinde öne sürdüğü iddialar (ki, birçok adanın yalnızca dördünden örnek topladığı için, en iyi koşullarda bile bu iddialara kuşkuyla bakmak gerekir), ispinozların [sözde] evrimini anlama çabalarına nihai bir darbe oldu. İngiliz Doğa Tarihi Müzesi yetkilileri bu eserdeki bilgileri, sorumlulukları altındaki Galapagos ispinozlarını yeniden etiketlendirmede kullanarak, Darwin’in geriye dönük olarak yapmış olduğu yanlış tahminleri koleksiyonun örnekleri arasına bir güzel sarıp sarmalamış oldular.”
Bu yazımızda sizlere, bilimsel olanakların oldukça yetersiz olduğu bir dönemde daha önce görmediği çeşitlilikte canlılara bakarak hayallere dalan, amatör bir biyoloğun gezisinden kesitler sunmuş olduk. Dilerseniz modern bilimin Galapagos türlerinin kökeni hakkındaki bulgularını buradan inceleyebilirsiniz.