Ev kedilerinin anlatıldığı programda, bu canlıların görme yeteneği ve AIDS virüsüne bağışıklıklarıyla ilgili evrim masalları anlatıldı. Discovery Channel, ev kedilerin ışığa hassas gözleri konusunda bilgiler aktarıyor, bu canlıların ayrıca AIDS virüsüne karşı bağışıklığa sahip olma gibi bir ayrıcalıkları olduğunu anlatıyordu. Discovery Channel ev kedilerinin bu iki özelliğini Darwinist bir bakış açısıyla yorumluyor ve bu özellikleri “kedilerin geliştirdiklerini” iddia ediyordu.
Sitemizin “Haftanın Evrim Masalları” bölümünde sık sık gösterdiğimiz gibi, böyle bir anlatımın hiçbir bilimsel değeri bulunmamaktadır. Çünkü görünürde açıklama gibi duran bu ifadelerin bilimsel bir dayanağı yoktur. Kedilerin, veya herhangi başka bir canlının kendi bedenlerinde bir organ veya özellik geliştirme ya da tam tersine bunları yok etme gibi bir durum elbette sözkonusu değildir. Bu mecazi anlatımla telkin edilmek istenen sözde “evrim süreci”nin de canlılara yeni özellikler kazandırması mümkün değildir. Dolayısıyla söz konusu evrim masalları, ancak bir peri masalı kadar bilimseldir. (Bu konuda bkz. Bir canlı hakkında masal anlatmak neden o canlının evrimleştiğini göstermez?)
Discovery Channel”ın bu anlatıma başvurmasının tek sebebi, açıkça bilinçli tasarıma işaret eden bu özellikleri Allah”ın yarattığı gerçeğini örtbas etme çabasıdır. Bu çabanın geçersizliğini göstermek için Discovery Channel”ın evrim masallarını modern bilimin bulguları ışığında kısaca inceleyelim.
İlk olarak belirtelim ki, kedilerdeki gibi üstün bir görme yeteneğinin evrimle ortaya çıktığını iddia etmek, doğal olarak gözlerin geçmişte daha basit yapıda olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Basitten komplekse doğru bir gelişim ise kedinin sözde atasının DNA”sına, önceden sahip olmadığı genetik bilgileri aşama aşama ekleyen doğal bir mekanizma gerektirir. Evrimciler bu mekanizmanın rastgele mutasyonlar olduğunu ileri sürerler. Oysa gözlemlenen tüm etkili mutasyonlar varolan genetik bilgiyi geliştirmedikleri gibi, tam aksine onu bozmuşlardır. Dolayısıyla kedilerin üstün göz tasarımlarını evrimle açıklamaya çalışmak, dijital bir kameranın, bir fotoğraf makinesine yapılan çekiç darbeleriyle ortaya çıkabileceğini iddia etmek gibidir.
Discovery Channel”ın evrim kanıtı olarak göstermeye çalıştığı diğer olgu ise AIDS bağışıklığıdır. AIDS virüsüne karşı bağışıklığın sadece ev kedilerinde olduğu anlatılarak, aslan gibi diğer kedilerde böyle bir korumanın bulunmaması sözde evrim sürecinin bir ürünü gibi yansıtılmıştır. Oysa az önce belirttiğimiz gibi, böyle bir durumun genetik bilgi kazanımıyla gerçekleşmiş olabileceğini gösteren tek bir bilimsel kanıt yoktur. Bazı çevrelerce evrime kanıt olarak gösterilen antibiyotik bağışıklığı kazanımı da bu kuralı bozmamaktadır. Bakterilerde ortaya çıkan bağışıklık, evrim teorisinin iddia ettiği yönde bir genetik değişim değildir. Bakterilerde bir mutasyon sonucu antibiyotiğin bağlanacağı proteinde bozulma meydana gelmekte, böylece antibiyotiğin bakteriye bağlanamaması sonucunda bağışıklık ortaya çıkmaktadır. Bu durum, antibiyotik bağışıklığına yol açarak bakteriye avantaj sağlasa da antibiyotiğin bağlanacağı proteinde, daha doğrusu onu sentezleyen gende meydana gelen bilgi “kaybı“nın sonucudur. Evrim ise genetik bilgi kaybı değil, kazanımı gerektirir.
Görüldüğü gibi, kedilerin görme yeteneği ve AIDS bağışıklığı “geliştirdiklerini” gösteren hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Evrim teorisinin mekanizma olarak dayandığı mutasyonlar genetik bilgiyi geliştirmek yerine ona zarar vermektedir. Nitekim Discovery Channel”ın kedilerdeki bu özellikleri “geliştirme” masallarıyla geçiştirmesinin bir nedeni de budur. Discovery Channel, evrimcilerin genetik bilgiyi geliştiren mekanizma konusundaki çaresizliklerini bilmekte, körükörüne bir inanç olarak benimsediği Darwinizm”i gözboyayıcı masallarla ayakta tutmaya çalışmaktadır.