14 Nisan 2007 tarihinde New Scientist dergisinde “Ediacarans: the “long fuse” of the Cambrian Explosion?” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda, Kambriyen öncesine ait Ediacara buluntuları arasında yeni canlı fosillerine rastlandığı konu ediliyor ve söz konusu bulgular yine evrimci spekülasyonlarına alet edilmeye çalışılıyordu.
Günümüzden yaklaşık 530 milyon yıl önce yaşanmış olan Kambriyen devri, olağanüstü bir canlı çeşitliliğinin aniden yeryüzünde belirdiği bir dönemdir ve bu özelliği nedeniyle hem Darwin, hem de onu izleyen Darwinistler açısından büyük bir endişe ve tasa konusudur. Öncesinde genel olarak tek hücreli canlıların ve bazı çok hücrelilerin bulunduğu bu dönem, şu an var olan filumlar da dahil olmak üzere günümüzdekinden daha fazla filum içermektedir. (Filum: Canlıların sınıflandırılmasında alemden sonra gelen ikinci büyük kategoridir. Şu anda yeryüzünde bulunan filum sayısı 35 olarak hesaplanmıştır. Kambriyen döneminde bu sayı yaklaşık olarak 50″dir.) Yeryüzünde aniden belirmiş olan bu olağanüstü canlı çeşitliliği nedeni ile söz konusu dönem, Kambriyen patlaması olarak adlandırılmıştır. Kambriyen patlaması ile ilgili detaylı bilgileri buradan, Kambriyen canlıları ile ilgili detaylı bilgileri ise buradan okuyabilirsiniz.
Kambriyen döneminden hemen öncesine ait Ediacaran faunası ise, Darwinistlerin büyük çaba ve propaganda çalışmaları ile bir ara geçiş faunası olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Ediacara canlıları uzun süre, Kambriyen öncesi tek hücreli canlılar ile, Kambriyen dönemine ait son derece kompleks canlılar arasında sahte evrimi delillendirecek bir kanıt olarak sunulmaya çalışılmıştır. Bu dönemde yaşamış olan çok hücreliler, Kambriyen döneminde yaşamış olan komplekse canlılara bir geçiş gibi gösterilmeye çalışılsa da, bunların Kambriyen canlılarının sahte evrimine bir delil olamayacağı evrimciler tarafından da çoğu zaman itiraf edilmiştir. Darwinistlerin bu çabadan halen vazgeçmemiş olmaları ise, Kambriyen gerçeği karşısında yüzleşmek zorunda kaldıkları şiddetli delilsizliğin bir sonucudur.
Söz konusu yazıda bahsi geçen Ediacara faunasına ait bulunmuş tüm canlılar, büyük ebatlarına karşın, yine tipik bir Kambriyen öncesi canlı özellikleri göstermekte ve Kambriyen dönemindeki canlı kompleksliğinin yanına bile yaklaşamamaktadır. Dahası, tüm Ediacara canlıları, Kambriyen dönemine benzer üstün bir komplekslik gösterseler de, bu durum yine söz konusu evrimci iddialara bir kanıt teşkil etmeyecektir. Çünkü Darwinistler hala, iddia ettikleri hayali geçişin ara form örneklerinden yoksundur ve Kambriyen dönemine ait sayısız farklı canlıyı açıklayamamaktadır.
Bütün bunların yanı sıra evrim teorisi, Kambriyen öncesi dönemdeki tek hücreli canlılardan büyük ölçüde farklılık gösteren Ediacara canlılarının ortaya çıkışını da açıklayabilmiş değildir. Ediacara ve Kambriyen canlılarının ortaya çıkışını açıklamak için öne sürülmüş olan Kartopu Dünya teorisi ise, hiçbir bilimsel bulguya uymayan, canlıların oluşumu hakkında tek bir bilimsel açıklama bile sunmayan hayal ürünü bir hikayedir. Kambriyen canlılarındaki üstün kompleksliği açıklayabilmek amacıyla Darwinistler tarafından ortaya atılmış bu ve bunun gibi iddiaların imkansızlığı ile ilgili detaylı bilgileri buradan okuyabilirsiniz.
Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır: Ediacara veya Kambriyen yataklarında ne kadar fosil örneği bulunursa bulunsun, bütün bu örnekler Allah”ın yoktan yarattığı gerçeğine dair yeni birer delil olarak tarihe geçecek ve evrim teorisini bir kez daha reddedecektir. Yeni fosil bulguları, evrimciler açısından açıklanması gereken yeni kompleks canlı örnekleri anlamına gelmektedir. Bunlar, bazı evrimciler tarafından her ne kadar spekülasyon malzemesi olarak kullanılmaya çalışılsa da, evrim teorisinin ne kadar çürük ve sahte bir iddia olduğunu kanıtlamaktan başka bir anlama gelmemektedir.
Dolayısıyla Darwinistlerin alışılagelmiş spekülasyonlar üzerine yoğunlaşmaları değil, söz konusu kompleks canlıların nasıl ortaya çıktıklarını kendi teorilerine göre açıklamaları gerekmektedir. Ancak bu açıklamayı kuşkusuz hiçbir zaman yapamayacak, sahte bir teorinin geçerli olduğunu bilimsel yollarla hiçbir zaman kanıtlayamayacaklardır. İşte bu nedenle bu tip spekülasyonlara alet olan çeşitli yayınlara tavsiyemiz, bilimin hiçbir şekilde desteklemediği evrim gibi aldatmacaları savunmayı bir kenara bırakmalarıdır.