19 Ekim 2008 tarihinde Nature dergisinde yayınlanan bir makalede, bilim dünyasına yeni bir “dino-kuş” bulunduğu duyurusu yapıldı. “A bizarre Jurassic maniraptoran from China with elongate ribbon-like feathers” (Çin’de bulunan ve uzun şerit benzeri tüylere sahip garip Jurasic maniraptoranı) başlığı altında tanıtılan canlının “ilkel tüyler” barındırdığı ve dinozorlardan kuşlara hayali geçişin bir örneğini teşkil ettiği iddia edildi. Oysa, Türk ve yabancı basında geniş yer tutan ve bir ara fosil olarak lanse edilmeye çalışılan söz konusu canlı, evrim teorisi adına büyük bir açmazı teşkil ediyordu.
Epidexipteryx olarak isimlendirilmiş olan ve orta ve geç Jura (168-152 milyon yıl arası) döneme ait olduğu anlaşılan canlı fosili, 164 gram ağırlığında ve bir güvercin büyüklüğündedir. Darwinistler, canlının gövdesinin arkasındaki iki çiftten oluşan uzun yapıyı evrimleşmekte olan tüy demetleri olarak yorumlamışlardır. Ve dolayısıyla canlı, Darwinist medyada “tüylü dinozor” yakıştırmasıyla gündeme gelmiştir. Oysa bu iddiaların hiçbir gerçekliği yoktur. Darwinist medyanın bir ara formmuş gibi gündeme getirmeye çalıştığı bu canlı, evrimci spekülasyonlarla çelişen önemli özellikler içermektedir:
1. Güvercin boyutundaki bu ilginç canlının gövdesinin arka kısmında bulunan yapıların kuş tüyleriyle bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu bölgeler zarımsı bir yapı göstermektedir ve konuyla ilgili BBC haberinde de belirtildiği gibi yumuşak bir kılıf olarak nitelendirilmektedir. Canlının söz konusu yapılarının gelişmekte olan tüy olarak ifade edilmesi zorlama bir izahtır, bilimsel gerçeklerle örtüşmemektedir.
2. Dinozorlardan kuşlara hayali geçişe önemli bir delil olarak gösterilmeye çalışılan bu canlı, evrimci iddialarla ilgili önemli bir çelişkiyi de ortaya koymaktadır. Söz konusu canlının geç Jura dönemine ait olduğunu bildiren paleontologlar, canlı üzerinde, “gelişmekte olan ilkel tüy” spekülasyonları yaparken, Archaeopteryx’i tamamen unutmaktadırlar. Bilindiği gibi Archaeopteryx, mükemmel şekilde uçucu özellikler gösteren kusursuz yapıya sahip bir kuştur ve günümüzden 150 milyon yıl önce yaşamıştır. Darwinistler, Archaeopteryx üzerinde hiçbir delile dayanmayan evrimci spekülasyonlar yapmaya çalışsalar da, canlının mükemmel tüylere sahip olduğunu kabul etmektedirler. Şu durumda, kuş tüylerinin kusursuzca sergilendiği dönemden daha sonraki bir tarihte ortaya çıkan bir canlının, hayali “ilkel” tüyler taşıdığını iddia etmek, evrim teorisinin iddialarını kendi içinde çökertmektedir.
3. Epidexipteryx’in genel yapısından, muhtemelen farklı özellikler gösteren soyu tükenmiş mozaik bir canlı olduğu anlaşılmaktadır. Canlının, kuşlarla hatta dinozorlarla ilişkilendirilmesi yine Darwinist spekülasyonlara dayanmaktadır. Epidexipteryx hakkındaki tanımlama, National Geographic dergisinde şöyle geçmektedir: “Epidexipteryx’in anatomisi çeşitli canlılara ait karışık özellikler içeriyor gibi gözükmektedir.”
Bu özellikleriyle canlı, Jura döneminin Platypus’u olarak da nitelendirilebilir. Darwinistlerin bu canlı üzerinde evrim propagandası yapmaya çalışmaları aslında beklenen bir şeydir. Çünkü Darwinistlerin ellerinde gerçek ara fosiller olmadığı için genellikle spekülasyonlarını soyu tükenmiş mozaik canlılar üzerinde yoğunlaştırırlar. Epidexiptery de, sahte evrimci iddialara zemin hazırlayabilecek farklı özellikleri barındırdığından, Darwinistler söz konusu mozaik canlıyı kullanarak insanları bir kez daha aldatma peşine düşmüşlerdir. Tiktaalik roseae’dan sonra bu aldatmacanın son örneği Epidexipteryx olmuştur.
Darwinistler, Epidexipteryx üzerindeki tüye benzemeyen yapıları ilkel tüy olarak tanıtarak yıllar süren dino-kuş aldatmacasını devam ettirmeyi amaçlamışlardır. Ancak bu teşebbüslerini, canlı fosilinin incelenmesi sonucunda ortaya çıkan anatomik yapı ve evrimcilerin tüylerin hayali evrimi konusundaki kendi iddiaları geçersiz kılmış durumdadır. Aslında Epidexipteryx, ellerinde tek bir tane bile ara fosil bulunmayan Darwinistlerin son çaresiz girişimlerini temsil etmektedir. Bilindiği gibi Darwinist sahtekarlıklar tarihinde dinozor fosillerine tüy eklenmesiyle veya farklı fosil parçalarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş, Darwinistler açısından utanç verici sahte dino-kuş örnekleri mevcuttur. Darwinistler için, soyu tükenmiş canlılar üzerinde demagoji yapmak, hatta gerekirse kendi elleriyle sahte fosiller üretip müzelerde gerçekmiş gibi sergilemek o kadar alışılmıştır ki, ara fosil yokluğunu bu yöntemlerle bertaraf edebileceklerini düşünmüşlerdir. Oysa artık evrim teorisinin hiçbir delille desteklenmediğini, Darwinistlerin yıllarca tüm dünyayı sahte ara formlarla kandırmış olduklarını ve evrim teorisinin bir yalan olduğunu tüm dünya bilmektedir. Dolayısıyla, sahte dino-kuş haberleri, göz boyayıcı sahte çizimlerle süslense de, artık tamamen etkisizdir.
Darwinistlerin Epidexipteryx’le ilgili sahte dino-kuş iddialarının geçersizliğini gösteren deliller son derece açıktır. Bu kanıtların yanı sıra, bir dinozorun kanatlanarak kuş haline gelip uçmaya başladığı iddiasının mantıksızlığı da aşikardır. Karadan havaya böyle bir geçişin imkansızlığı daha önce çeşitli yazılarımızda defalarca açıklanmış ve delillendirilmiştir. Karadan havaya geçişin imkansızlığı ve dino-kuş senaryolarının sahteliği ile ilgili detaylı bilgileri buradan okuyabilirsiniz.
Nature dergisine ve onu izleyen diğer yerli ve yabancı evrim yanlısı basına, bu gibi haberleri evrim teorisine uyarlayarak değil, bilimsel gerçekler ışığında hareket ederek okuyucularına sunmalarını tavsiye ediyoruz. Ve yine söz konusu basına, artık insanların evrim teorisini bir aldatmaca olarak gördüklerini, yalnızca bilimsel delillere inandıklarını, dolayısıyla haberleri bu kıstasa göre okuyucularına ulaştırmaları gerektiğini tekrar hatırlatıyoruz.