Sabah gazetesinin 13 Mayıs 2004 tarihli sayısında “Çekici Erkek Evrimin Eseri” başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde Almanya”nın Senckenberg Enstitüsünden Dr. Eleanor Weston”ın, çekici erkekler hakkındaki evrim iddialarına yer veriliyordu. Weston, belirgin çene yapısı ve keskin yüz hatlarına sahip günümüz erkeklerinin yüz yapısının, kadınların hayali evrim sürecinde değişen tercihlerine bağlı olarak ortaya çıktığını öne sürüyordu. Weston”ın iddiasına göre kadınlar eski dönemlerde sakin, geniş yüzlü ve ufak tefek erkekleri tercih etmiş ve küçük dişli olanlarını istemişlerdi.1 Daha sonra beğeni ve tercihleri değişen kadınlar erkeklerin görünümünde değişimlere yol açmış ve günümüzün çekici erkek modeli ortaya çıkmıştı.
Ancak Weston”ın çalışması evrim teorisine hiçbir kanıt oluşturmamaktadır. Weston”ın çalışmasında izlediği yönteme bakıldığında bu iddianın sadece ön yargılara göre oluşturulmuş bir senaryodan ibaret oldğuğu ortaya çıkmaktadır.
Evrimi en baştan bir dogma olarak benimsemiş olan Weston, İngiltere”nin Cambridge Üniversitesi”nden araştırmacılarla birlikte şempanze, goril ve diğer primatlarda yüz özelliklerini şekil ve ebat açısından incelemiş, insan ile diğer primatların yüz anatomisi arasında görülen farklılıkları ortaya çıkarmıştır. Weston daha sonra bu farklılıkları evrim teorisinin iddialarına göre yorumlayarak, yani insan ve diğer primatların ortak bir atadan evrimle ortaya çıktıklarını varsayarak farklılıkları bir evrim masalı uydurarak açıklamıştır. Bu hikayede erkek insanların, primat atalardan kadınların yakışıklı erkekler üzerindeki tercihleriyle evrimleştiği iddiası tamamen hayalgücüne dayalıdır. Nitekim Weston”ın elindeki veriler insan ve diğer primatların yüz anatomisindeki “farklılıklar”dır. Sabah gazetesi haberindeki iddia ise bu farklılıkların üzerine evrimci ön yargılarla kurulmuş bir hikayeden ibarettir.
Aslında Weston”ın elde ettiği verilerin, yani insan ile diğer primatların yüz anatomisi arasındaki farklılıkların evrim kanıtı oluşturmadığı açıktır. Örneğin bir traktörle bir otomobil arasında farklılıklar vardır ancak bunlar traktörün veya otomobilin evrimle ortaya çıktığını göstermez. Eğer bir mühendis bunlarla ilgili bir evrim hikayesi anlatsa da bu durum değişmez. Örneğin “otomobil başlangıçta asfalt yollarda hareket ediyordu, bu yüzden kasası narin, lastikleri de küçüktü. Ancak daha sonra engebeli arazilerde kullanılmaya başlandı ve parçalarının arazi yapısına uyum sağlayacak şekilde gelişmesiyle traktöre dönüştü” şeklinde bir hikaye, traktörün ve otomobilin bazı benzer ve farklı özelliklere sahip, iki ayrı araç olduğu gerçeğini değiştirmez.
Gazete haberinde kullanılan “Evrimin Eseri” ifadesiyle okurların bilinç altına taşınan Darwinizm propagandasını da kısaca ele almak gerekir. Bu ifade, evrim teorisine hiçbir bilimsel dayanak oluşturmayan bir araştırmanın, evrimci önyargılara göre yorumlanıp uydurma bir etiketle nasıl bir evrim kanıtı gibi sunulabileceğinin iyi bir örneğini oluşturmaktadır. Evrim, şuursuz tesadüfler ve amaçsız doğal sebeplere dayandırılan bir süreç olduğuna göre bu ifadeyle insanlara bilinçten ve amaçtan yoksun bir sürecin ürünü oldukları mesajı verilmektedir. Halbuki bu düşünce tamamen akıldışıdır.
Bir insan yüzüne bakıldığında, yüzdeki tasarım hemen farkedilir. Korunaklı yuvalara yerleştirilmiş gözler, alından akacak terden kaşlarla korunur. Kaşların şekli teri tam da gözlerden uzaklaştıracak niteliktedir. Simetri, insan yüzüne estetik kazandıran önemli bir etmendir. Yüzün ortasında yer alan burun, kokuları yakalayacak şekilde çıkıktır ve havayı içeriye taşıyacak kanallara ve özel bir sisteme sahiptir. Son derece özet olan bu anlatım dahi, yüzün tasarımında insanın ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş bir plan olduğunu açıkça gösterir.
İnsan yüzündeki apaçık tasarıma rağmen, erkeklerin çekici hatlarının amaçsız doğa olaylarına ve şuursuz tesadüflere dayalı bir süreçte ortaya çıktığının iddia edilmesinin saçmalığı ortadadır. İnsan en güzel biçimde Allah yaratmıştır.
Yüzdeki apaçık tasarımı görmezden gelip böyle akıldışı iddialara dayanılmasının sebebi bilimsel değil felsefidir. Sabah gazetesi yetkililerinin, Darwinizm”in materyalist felsefeye dayalı bir aldatmaca olduğunu görmelerini diliyor, kendilerini evrim propagandasına alet olmamaya davet ediyoruz.