Milliyet gazetesi yazarı Çetin Altan”ın, 10 Mart 2004 tarihinde “Kadın hakları ve gelin-kaynana ilişkileri” başlıklı bir yazısı yayınlandı. Kadın hakları konusuna çeşitli açılardan yaklaşan Altan, kadınların doğum kanalının sözde iki ayaklılığa geçiş sürecinde daraldığı; bunun sonucunda insanın doğumunun daha erken gerçekleşmeye başladığı iddiasını da incelemesine dahil ediyordu. Bu iddiaya göre insanın doğar doğmaz yürüyememe nedeni bu olabilirdi. Sayın Altan, bilimsel açıdan bir geçerliliği olmayan bu iddiasını şu sözlerle aktarıyordu:
“19. yüzyılın sonunda Amerikalı “antropologlar”, bütün memeli hayvanların doğar doğmaz yürümesine karşın; neden insan yavrusunun doğar doğmaz yürüyemediği sorunu üstünde durmuşlardı. Ve bir varsayım olarak bunu, insanın ayağa kalkmış olmasına bağlamışlardı.”
Sayın Altan, antropologların doğumla ilgili evrimci iddialarının varsayım olduğunu vurgularken antropologların bunu “insanın ayağa kalkmış olmasına bağladıklarını” yazmaktadır. Gerçekte bilimsel bulgular “insanın [dört ayaklı maymunsu bir canlıyken] ayağa kalkmış olduğunu” göstermemekte, bu konudaki iddialar da birer varsayım olarak durmaktadır. Evrim teorisinde insanın maymunsu atası olarak ileri sürülen Australopithecus genusuna ait canlıların fosil kaydı son derece yetersiz, hayalgücüyle yoğrulmaya son derece açık bir malzeme ortaya koymaktadır. Daha da önemlisi, bu canlılarla ilgili olarak uzman anatomistlerce gerçekleştirilmiş 5 önemli çalışma, Australopithecus “un iki ayaklılığa geçişte bir aşama oluşturduğu iddiasını geçersiz kılmıştır. (Bkz. Australopithecus “un İnsan Evrimi İddialarında Kullanılması Niçin Anlamsızdır? )
Sayın Altan”ın yazısında antropologlardan aktardığı iki ayaklılığa geçiş iddiası bu bulgular ışığında değerlendirilmelidir.