31 Mayıs 2007 tarihinde Newscientist.com internet sitesinde “Earliest Primate Ancestor Had Surprisingly Tiny Brain” (En eski Primat ata şaşırtıcı derecede küçük bir beyne sahip) başlıklı bir yazı yayınlandı. Aynı habere, National Geographic, Science gibi çeşitli yayınlar da farklı başlıklar altında yer verdi. İddiaya göre yeni ele geçirilen ve Aegyptopithecus zeuxis adı verilen 29 milyon yıllık bir fosil örneği, Darwinistlerin beklentilerinin aksine, oldukça küçük bir beyne sahipti. Bu yeni fosilin ortaya koyduğu gerçek Darwinistler açısından beklenmedikti. Öyle ki bu durum, evrimcilerin bu konudaki teorilerini değiştirmelerine neden olmuş ve eski primatlarla günümüz primatları arasındaki hayali dönüşüm devresi boyunca, (sözde) beynin bağımsız olarak evrimleşme gösterdiği iddia edilmişti.
Söz konusu yazıda dikkat çekici olan şudur: Bahsi geçen fosil, evrimci iddialarla tam anlamıyla ters düşmekte, Darwinistlerin belirledikleri insanın hayali evrimindeki hayali gelişim sırasını bozmaktadır. Limondan bile küçük olan bu beyin hacmi, aynı dönem primatlarınınkinden farklıdır ve Darwinistlerin aşamalı evrim senaryosunu tam anlamıyla altüst etmektedir. O halde acaba neden Darwinist görüşe sahip yayınlar bu bulguyu kamuoyuna “insanın atası” olarak tanıtmışlardır?
Buradaki amaç açıktır: Darwinizm ideolojisini kelime oyunlarıyla ayakta tutabilmek. Darwinistlere göre yazıyı okuyan ve konu hakkında yeterince bilgisi olmayan bir kişi, okuduğu başlıktan söz konusu fosilin evrim için bir delil teşkil ettiği yönünde bir intiba edinmiş olacaktır. Darwinistler için bu yeterlidir. Amaçları bilimsel gerçekleri ayakta tutmak değil, ideolojilerini yaygınlaştırmak olduğundan, söz konusu propaganda yöntemi amaçlarına yeteri kadar hitap eder. Bulunan her fosili, –fosil, Yaratılış gerçeğini açıkça vurgulamasına ve evrim teorisini tam anlamıyla reddetmesine rağmen– evrim lehinde kullanmaya çalışan Darwinistler, söz konusu fosilde de bu tanıdık yöntemlerini kullanmakta sakınca görmemişlerdir.
Fakat New Scientist internet sitesinde açıkça belirtildiği gibi, bilimsel gerçekler çok farklıdır. Söz konusu fosil, küçük kafatası hacmine rağmen son derece güçlü özellikler göstermektedir. Yapılan araştırmalardan kusursuz bir görüş gücü olduğu anlaşılmıştır. Güçlü dişler, önceki primatlardan daha belirgindir. Erkek kafatası parçaları, erkeklerin dişilerden beklenenden daha büyük olduğunu göstermektedir. Ayrıca kafatası özelliklerinden söz konusu canlının günlük hayatta aktif olduğu anlaşılmaktadır. Evrim teorisinin öngörülerine göre bu üç özellik, -keskin görüş gücü, erkeklerin dişilerden daha büyük olmaları ve günlük hayattaki aktiflik– beyin hacminin de büyümesini gerektirmektedir. Ancak Aegyptopithecus zeuxis bu evrimci iddiaların tümünü yalanlamaktadır.[1]
Eldeki delillere bakıldığında ortaya çıkan sonuç şudur: Darwinistlerin insanın sözde evrimini kanıtlayabilmek için ortaya sunabildikleri tek bir ara fosil örneği bile yoktur. Bir başka deyişle Darwinizm”in insanın evrimi iddiası, hiçbir şekilde bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Şu anda ise, insanın sözde evrimi iddiası ile çelişen bir delil bulunmakta ve bu konudaki tüm Darwinist teorileri altüst etmektedir. Söz konusu fosil, insanın evrim geçirmediğini haber veren yüzlerce fosilden sadece bir tanesidir. Buna rağmen bu büyük ve önemli delil, hiçbir kanıtı bulunmayan evrim teorisine delil gibi sunulmaktadır. İşte Darwinizm ideolojisi budur. Darwinizm dini; olmayanı oldu göstermek, var olmayan delili varmış gibi sunmak, yalanı gerçek gibi göstermek üzerine kuruludur.
Ancak her varlığı Allah”ın yaratmış olduğu gerçeği o kadar açıktır ki, bunu inkara çalışmak, bu gerçeği görebilenler üzerinde tamamen etkisizdir. Nitekim tüm dünyaya ilan edilmiş olan yaşayan fosiller, canlılardaki üstün yaratılışın önemli delillerini sürekli olarak insanlara tanıtmaktadır. Bu sayısız delil karşısında tam anlamıyla çaresiz duruma düşmüş olan Darwinistler kendilerini ve teorilerini propaganda yöntemleriyle koruyabileceklerini zannetmektedirler. Oysa durum böyle değildir; Darwinizm ölmüş ve mezarına çekilmiştir. Bunu artık tüm dünya bilmektedir.
Sonuç:
Aegyptopithecus zeuxis, canlıların, Darwinistlerin iddia ettikleri şekilde aşamalı gelişmelerle birbirlerinden türedikleri iddiasını kesin olarak reddeden önemli bir bulgudur. Allah”ın her canlıyı dilediği zamanda, dilediği özelliklerle yaratmaya kadir olduğunu açıkça sergilemektedir. Fosillerin ilan etmiş olduğu bu gerçeğe direnmek, hiçbir sonucu olmayan çıkmaz bir yoldur. Söz konusu Darwinist yayınlara bu açmaza girmemelerini ve bilimsel gerçekleri, gösterdikleri doğrularla birlikte sunmalarını tavsiye ediyoruz.