Bilim ve Teknik dergisinin Mayıs 2005 tarihli sayısında “Tarih öncesi genler mi taşıyoruz?” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda, iki bağımsız araştırmacı grubunun genetik verilere dayanarak Afrika’dan çıkış teorisiyle çelişen sonuçlar elde ettikleri anlatılıyordu. Sözkonusu çalışmalar evrim teorisini hiçbir şekilde desteklememesine rağmen, yazıyı hazırlayan Darwinistler bu çalışmaları evrim propagandası yapmak için kullanmaktan geri kalmıyorlardı.
Bilim ve Teknik dergisinde konu edilen çalışmalar, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan insanlardan alınan DNA örneklerinin analizine dayanmaktadır. DNA örnekleri arasındaki genetik farklılıkları saptayan araştırmacılar, bunları evrimci ön yargılarıyla mutasyon olarak yorumlamaktadırlar (Genetik farklılıklar aslında varyasyonlara, yani çeşitlenmeye dayanmaktadır. Evrimciler, hayali evrim sürecinin varlığını dogma olarak kabul ettikleri için, bu farklılıkların rastgele mutasyonlar yoluyla ortaya çıktığını varsaymaktadırlar)
Araştırmacılar, mutasyonla ortaya çıktığını varsaydıkları farklılıkların, bazı diğer evrimci varsayımlara dayanarak (moleküler saat ismi verilen bir yöntemle) ilk olarak ne zaman ortaya çıkmış olabileceğine dair tahminler ortaya koymaktadırlar. Buna göre Rutgers Üniversitesi’nden araştırmacılar, izledikleri genetik farklılıkların 1 milyon yıl önce, Arizona Üniversitesi’nden olan diğer araştırmacılar ise izledikleri başka genetik farklılıkların 2 milyon yıl kadar geriye uzandığını öne sürmektedirler. Her iki grup da bu değişikliklerin Asya kıtasındaki topluluklarda ortaya çıktığını iddia etmektedir.
Bulguların evrimciler açısından yorumu
Evrimci paleoantropologlar, insanın (Homo sapiens sapiens’in) kökenine dair iki kampa bölünmüş durumdadırlar. Çoğunluğu meydana getiren birinci kamp, insanın yaklaşık 200.000 yıl kadar önce Afrika’da ortaya çıktığını ve oradan dünyaya yayıldığını savunmaktadır. Dolayısıyla bu grubun mensupları, günümüzde yaşamakta olan herkesin Afrika’dan çıkan insan popülasyonlarının torunları olduğunu kabul etmektedirler. İkinci kampta bulunanlar (multiregionalists: çokbölgeciler) ise buna karşı çıkmakta, günümüz insanlarının bulundukları bölgelerde, buralara çok daha erken ulaşmış atalardan türediklerini kabul etmektedirler.
Rutgers ve Arizona Üniversiteleri araştırmacılarının elde ettiği sonuçlar, Afrika’dan çıkış teziyle çelişmektedir. Çünkü günümüz insanlarında, 1 ila 2 milyon yıl öncesine ve Asya kıtasına izlenebilen farklılıkların bulunduğu sonucu, günümüz insanlarının sadece 200.000 yıl kadar önce Afrika’dan çıkıp oradan dünyaya yayıldığı düşüncesiyle bağdaşmamaktadır.
Coğrafi yayılım, ‘evrim’ değildir
Tüm bu analiz ve yorumlar evrim teorisine hiçbir bilimsel destek oluşturmamaktadır. Çünkü insanın maymunsu atalardan türediği iddiasını destekleyen bir tek dahi bilimsel bulgu bulunmamaktadır. Bulgulardan yola çıkarak, ilk insanların coğrafi dağılımları hakkında yorumlar yapılmaktadır, ancak elbette ki, coğrafi yayılım ‘evrim’ değildir. İlk insanlar, Afrika’dan 200.000 yıl önce başka bölgelere yayılmış veya Asya kıtasına çok daha erken dönemlerde ulaşmış olabilirler. Veya bu konuda başka varsayımlar da öne sürülebilir. Önemli olan nokta şudur: bu son çalışmalar, insanın varolduğu dönemden beri insan olarak varolduğu gerçeğinin aksinde hiçbir delil ortaya koymamaktadır. Nitekim 1 ila 2 milyon yıl önceki tarihler, Homo erectus olarak sınıflandırılan insan ırkının varolduğu dönem dahilindedir. Bu tarihlere yol açan genetik verilere de zaten günümüz insanlarından elde edilmiş örneklerden ulaşılmıştır. Dolayısıyla bu çalışmalarda insanın maymunsu atalardan evrimleştiği teziyle bağdaştırılabilecek bir durum bulunmamaktadır.
Bilim Dışı Propaganda
Habere eşlik eden resimlere bakıldığında ise Bilim ve Teknik dergisi’nin Darwinizm uğruna çarpıtmalara giriştiği görülmektedir. Haberle birlikte verilen iki resimden birincisi, maymun ve insan kafataslarının dizilişini, ikincisi ise bir mızrağın ucunu yontan maymun adam çizimini göstermektedir. Bu resimlerle, okurlara sanki bulgular evrim teorisini destekliyormuş gibi bir izlenim amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Oysa Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu yayını olan derginin böylesine bilim dışı propagandaya alet olmaması gerekir. Hiçbir şekilde evrim teorisini desteklemeyen çalışmaların, keyfi şekilde evrimci resimlerle süslenmesi bu kurumun bilimsel misyonuyla bağdaşmayan, ideolojik bir davranıştır. Bundan sorumlu dergi çalışanlarına, hayali maymun adam çizimleriyle evrim teorisini ayakta tutma çabalarından vazgeçmeye, dergiyi kendi ideolojik çıkarlarına alet etmeye son vermeye davet ediyoruz.