Evrim teorisinin kitlelere propagandasında sıkça başvurulan bir malzeme vardır. Bu, maymunlarla insanların davranışları arasında tespit edilen sözde benzerliklerdir. Evrimciler bunlarla ilgili hayali yorumların, teoriye bilimsel destek havasında duyurulmasına özel bir önem verirler. Böylelikle teoriye gerçekte hiçbir bilimsel kanıt oluşturmayan benzerlikler, aldatıcı bir propaganda malzemesine dönüştürülmüş olur.
Böyle bir evrim aldatmacasına örnek oluşturan son bir haber başlığı Net haber.com sitesinin 9 Ocak 2006 tarihli internet sayfasında yayınlandı. “Bu durum evrim teorisini destekliyormuş” başlıklı kısa haberde, ABD’nin Teksas eyaletindeki A&M Üniversitesi’nden bilim adamlarının yaptığı bir çalışmanın evrim teorisini desteklediği öne sürülmüştü. Bilim adamları söz konusu çalışmalarında, 44 erkek ve 44 dişi Güney Afrika maymununun önüne çeşitli oyuncaklar koymuş; dişi ve erkek maymunların ne tip oyuncaklara ilgilerini yönelttiklerini gözlemlemişlerdi. Araştırmacılar, erkek maymunların oyuncak arabayı tercih ederek zemin üzerinde sürerek oynadıklarını, dişilerin ise bunun yerine daha çok oyuncak bebeklerle ilgilendiğini görmüşlerdi.
Evrimciler bu durumu teorileri lehinde bir bilimsel kanıt gibi göstermeye çalışarak, insanlarda erkek ve dişilerin oyuncak seçimi açısından davranış farklılıklarının, evrimsel bir sürecin ürünü olduğu masalına başvurmaktadırlar. Oysa burada iddiaya sağlanmış hiçbir bilimsel destek yoktur. Söz konusu olan şey, hiçbir bilimsel derinliği olmayan, tamamen önyargıya dayalı, yüzeysel bir uydurmadan ibarettir.
Açıklayacak olursak; bu iddia, söz konusu davranış benzerliğinin evrimle nasıl ortaya çıkmış olabileceğine dair en küçük bir kanıt zerresine dahi dayanmamaktadır. Bilindiği gibi, geçmişte yaşayan canlıların fosilleşmiş kalıntıları arasında onların davranışlarını bulmak mümkün değildir. Dolayısıyla davranışların hayali evrimsel süreçte nasıl, hangi aşamalarla değişim gösterdiğini incelemenin bir yolu yoktur.
Bu iddiayı bilimsel derinlikten yoksun bırakan bir başka nokta da, sadece bir benzerliğe işaret etmenin, onun “nasıl” ortaya çıkmış olabileceğine dair hiçbir açıklama oluşturmayacağıdır.
Görüldüğü gibi, davranış benzerliğinin evrimsel bir süreçte ortaya çıktığı iddiası hiçbir bilimsel zemine sahip değildir. Evrimciler, bu iddilarının kanıtı olarak hiçbir bilimsel delil getirememektedirler. Söz konusu iddia, tamamen evrimci ön yargılara dayalı, dogmatik bir inanç ifadesidinden ibarettir. Evrimciler, insanların maymunsu canlılardan evrimleştiği senaryosunu zaten en baştan doğru kabul etmişlerdir. Onlar için maymunların nasıl oyuncak seçtiği, meyveleri nasıl yediği, birbirlerine nasıl davrandıkları vs., bu inançlarına “uydurulması gereken” detaylardır. Eğer maymunların oyuncak tercihi insanlarınkiyle benzeşmeseydi, bu defa hayali evrim süreci boyunca oyuncak tercihi davranışının insanlarda farklılaştığı masalına başvuracaklardı.
Diğer yandan, bu deneyler, evrimci önyargılardan etkilendikleri için insanlarla diğer canlıların davranış benzerlikleri açısından ancak kısmi bir gösterim sunabilirler. Çünkü cinsiyet farklılıklarını gösteren davranışlar sergileyen ve bu açıdan insanlarla benzeştikleri halde maymun olmayan canlılar da vardır ve bunlar evrimcilerce kasıtlı olarak ihmal edilmektedirler. Örneğin “yuvayı dişi kuş yapar” sözü, bu yönde bir gözlemin insanlardaki karşılığını ifade eder. Elbette kuş dışında başka canlıların da dişi ve erkeklerinde farklılaşan davranış şekillerinin insanlarda da benzer şekilde farklılaştığı gösterilebilir. Ancak açıktır ki, dişi kuşların veya başka türün dişilerinin davranışlarının, insan dişilerininkiyle benzeşmesi, insanın kuş benzeri bir atadan ya da herhangi başka tipte bir canlıdan evrimleştiğini kanıtlamayacaktır. Dolayısıyla, oyuncak seçiminin cinsiyete göre farklılaşmasının insanlarda ve maymunlarda benzer olması da insanın maymunsu bir atadan evrimleştiği iddiasını kanıtlamamaktadır. Evrimciler, bu benzerliklerle ilgili tek örnek maymunlarmış, mümkün tek açıklama da evrimmiş gibi bir izlenim yaratarak kitleleri yanılgıya sürüklemektedirler. Oysa buna getirebildikleri hiçbir bilimsel delil yoktur.
Tüm bu aldatmacanın aslında bambaşka bir sebebi vardır: Evrimciler, varsaydıkları evrimin fosil kayıtlarında ve moleküler biyoloji başta olmak üzere çok çeşitli disiplinler tarafından yalanlanmış olması karşısında tam anlamıyla bir kanıtsızlık yaşamaktadırlar. Bu durum karşısında çaresizce gözboyayıcı, sahte deliller üretmeye çalışmaktadırlar. Bu yüzden çarpıtmalara başvurmaktadırlar. Kuşlar gibi primat olmayan canlıların insanlarla olan davranış benzerliklerini görmezden gelmelerinin, sonra da-kendi önyargılarına göre- maymunlardan özellikle seçtikleri davranış benzerliklerinin bilimsel kanıt olduğu masalını anlatmalarının sebebi budur.
Kısacası evrim teorisi, bu deneyin sonuçlarıyla değil, onu körü körüne savunan evrimcilerce desteklenmektedir, o kadar. NetHaber sitesine, evrimci ön yargılara göre kurgulanmış masalları evrim teorisine bilimsel destek olarak verme yanılgısını terketmeye davet ediyoruz. İnsan, maymun ve diğer tüm canlıları Yüce Allah yaratmıştır. Evrim teorisi ise bilimsel bulguların açıkça doğruladığı yaratılış gerçeğine karşı başvurulan bilim dışı bir aldatmacadan ibarettir.