Milliyet”te Yeni Maymun Adam İddiası, Eski Yanılgılar

Milliyet gazetesinin 23 Eylül 2006 tarihli sayısı, Etiyopya”da ele geçirilen ve 3 yaşlarında bir Australopithecus afarensis”e ait olduğu belirlenen fosil bulguları, “evrimde dev keşif” manşetiyle haber verdi. 3.3 milyon yıllık fosil bilim adamlarınca “Selam” olarak isimlendirilmişti. Yazıda Selam”dan “ilk insansı (maymun insan)” olarak sözediliyor, insanın maymunsu canlılardan türeyerek ortaya çıktığı propagandası yapılıyordu. Ayrıca bebeğin gövdesinin altının insana, üstünün ise maymuna benzediği iddia ediliyor, böylelikle evrim teorisinin varsaydığı “yarı insan yarı maymun” imajı pekiştirilmeye çalışılıyordu. Oysa Milliyet”te yer verilen iddialar, bilindik evrimci yanılgıların bir tekrarından ibarettir ve yeni fosil insanın evrimi senaryoları için bilimsel destek oluşturmamaktadır.

Dikkat çekici zamanlama

Milliyet”in sözkonusu manşeti, insanın evrimi senaryosu açısından bir “sansasyon boşluğu”na denk gelmesiyle oldukça ilgi çekici bir nitelik taşımaktadır.

Hatırlanacağı gibi insanın evrimi iddiaları iki yıl kadar önce Endonezya”nın Flores Adası”nda bulunan kemiklerle sansasyonel biçimde gündeme gelmişti. Oldukça kısa boyu ve küçük beyin hacmiyle Tolkien”in romanındaki Hobbit”lere benzetilen Flores Adamı, birçok evrimci yayın organında “antropolojide devrim” veya “son yüzyılın en önemli bulgusu” gibi nitelemelerle bir evrim ikonu statüsüne yükseltilmeye çalışılmıştı. Milliyet gazetesi de, Flores Adamı hakkında “İşte cüce akrabamız” nitelemesini yapmış, kemikler üzerindeki hayali evrimci spekülasyonları sansasyonel bir şekilde duyurarak bu furyaya destek vermişti. (Milliyet, 28 Ekim 2004)

Ancak sansasyon havası uzun sürmemiş, kemikler üzerinde başlatılan bilimsel çalışmalar Flores insanının günümüz insanının ırklarından birisi olduğunu ortaya çıkarmıştı. Öyle ki, yüzyılın bulgusu denilen kemiklerle ilgili evrimci yorumlar, iki sene dahi dayanamamıştı.

Evrimcilere göre bir sansasyon boşluğunda yapılabilecek en iyi şey, bir başka sansasyonla gündem oluşturmaktır. Görünen odur ki, Flores Adamı”yla ilgili iddialarının çürütülmesiyle zor durumda kalan evrimciler, son fosil üzerinde sansasyon meydana getirerek insanın evrimi senaryosunu ayakta tutma çabalarını sürdürmektedirler.

Evrimciler Australopithecus afarensis”e sarılmanın fayda sağlamadığını görmeli

Aslında Selam”la ilgili iddialar her ne kadar yeni bir maymun adamla ilgili görünse de, gerçekte bazı eski evrimci yanılgıların bir tekrarından ibaretler. “Eski” yanılgı diyoruz, çünkü Selam”ın dahil edildiği Australopithecus afarensis, 30 yıldan fazla bir süredir bilinen bir tür. Genel anatomisiyle bir şempanzeye çok benzeyen, soyu tükenmiş bir maymun türü. 4 ila 1 milyon yıl önce Güney ve Doğu Afrika”da yaşadığı hesaplanıyor. Ünlü “Lucy” fosilinden bilinen bu türü evrimci iddiaların merkezine yerleştiren özelliği, leğen kemiğinin ve diz eklemlerinin yapısıyla insanlara benzediği, dolayısıyla insanlar gibi iki ayak üzerinde yürümüş olduğu iddiası. İskeleti yaklaşık %40 oranında korunmuş olan Lucy”nin yaşı 3.2 milyon yıl olarak hesaplanıyor. Lucy insanın atası konumuna yükseltilmiş ve onyıllar boyu yaygın evrim propagandasının konusu olmuştu.

Ne var ki Lucy”nin (Australopithecus afarensis”in) gerek iki ayak üzerinde yürüdüğü iddiası, gerekse insanın atası olduğuna dair iddialar, bizzat evrimci uzmanlar tarafından yapılan çalışmalar karşısında yalanlanmış konumdadır. Öyle ki literatürde, uzman anatomistlerce yapılan ve Lucy”nin insanlar gibi dik yürüdüğünü kesin bir şekilde reddeden çalışmalar bulunmaktadır. Kısaca özetlersek:

1. Ünlü anatomist Lord Zuckerman, kendisi de evrim teorisini benimsemesine rağmen, Australopithecuslar”ın sadece sıradan birer maymun türü oldukları ve kesinlikle dik yürümedikleri sonucuna vardı.i

2. Bu konudaki araştırmalarıyla ünlü diğer evrimci anatomist Charles E. Oxnard da Australopithecus“un iskelet yapılarının günümüz orangutanlarınınkine benzediği sonucuna vardı.ii

3. 1994 yılında İngiltere”deki Liverpool Üniversitesi”nden Fred Spoor ve ekibi, Australopithecus“un iskeleti ile ilgili kesin bir sonuca varmak için kapsamlı bir araştırma yaptı. İskeletlerde, vücudun yere göre konumunu belirleyen “salyangoz” isimli bir organ üzerinde incelemeler yürütüldü.iii Spoor”un vardığı sonuç, Australopithecus“un insanlarınkine benzer bir yürüyüş şekline sahip olmadığıydı.

4. 2000 yılında B.G Richmond ve D.S Strait isimli bilim adamlarının gerçekleştirdiği ve Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmada Australopithecusların önkol kemikleri incelendi. Karşılaştırmalı anatomik incelemeler, bu türün günümüzde yaşayan ve 4 ayak üzerinde yürüyen maymunlarla aynı önkol anatomisine sahip olduğunu gösterdi.iv

Lucy”nin evrimcilerce günümüz insanı için iddia edilen atasal konumu da bilimsel gelişmeler sonucunda yalanlanmış oldu. Gerek yukarıda sayılan ve sonuçsuz kalan anatomik karşılaştırma çalışmaları, gerekse yeni fosil bulgularını hayali soyağacına oturtmanın imkansızlığı, Lucy”yi revaçtan düşürdü. Lucy”nin, insanın atası olduğuna dair iddilar tam anlamıyla geçersizleşmişti.

Ünlü Fransız bilim dergisi Science et Vie, Mayıs 1999 sayısında “Adieu Lucy” (Elveda Lucy) başlığını kullanarak Australopithecus türü maymunların insan soyunun kökeni olmadığı ve bunlarının soy ağacından çıkarılması gerektiğini yazdı. v

Lucy ile ilgili evrimci iddiaların gerileyişi, bilim yazarı Tim Friend tarafından USA Today gazetesinde yayınlanan bir makalede ise şu şekilde ifade edildi:

“Lucy’nin bilimsel adı Australopithecus afarensis. Günümüzde yaşayan bonobo şempanzelerine çok benziyor: Küçük bir beyin, öne çıkmış yüz ve iri azı dişleri. Ancak Homo’nun doğrudan atası kabul edilen Lucy’nin bu özelliği son on yılda gözden düştü. Birçok uzman insanın kökenini Lucy gibi bir ataya doğrudan takip etmenin çok basit bir yaklaşım olduğunu kabul ediyor” vi

Selam”ın da Lucy”ye bir faydası yok

Milliyet haberinde Australopithecus afarensis hakkında yukarıda sıralanan gerçeklerden birine dahi yer verilmediği görülmektedir. Bunun yerine Lucy “ünlü insansı”, Selam da “ilk insansı” olarak tanıtılmaktadır.

Öncelikle Lucy ve Selam için yapılan “insansı” tanımlanması, evrimciler arasında dahi tartışmalıdır. Dolayısıyla Milliyet”in sözkonusu fosillerle ilgili “insansı” tanımlaması sadece evrimci önyargılara dayanmaktadır ve bilimsel olarak hiçbir objektiflik taşımamaktadır. Dahası, Selam da bir Australopithecus afarensis bebeği olduğuna göre, bir önceki bölümde anılan bilimsel çalışmaların sonuçlarıyla bağlıdır. Lucy ile aynı türden olduğu için ve yukarıdaki bilimsel çalışmalara göre, insan gibi dik yürüyemeyen ve insanın atası olamayacak bir canlıdır. Kısacası Selam, Lucy ile ilgili evrimci iddiaları destekleyici hiçbir bilimsel kanıt sağlamamaktadır.

Tam aksine, Lucy”nin ağaçlardan inerek dik yürüyüşe uyum sağlamış maymunsu canlının soyundan olduğu hikayesi aleyhinde sonuçlar ortaya koymaktadır. Üstelik bunu bizzat Milliyet haberinin kendisi ortaya koymaktadır. Milliyet haberine bakıldığında Selam”ın anatomik özelliklerinin 5 maddede özetlendiği ve aynen şu şekilde aktarıldığı görülmektedir:

1. Kürek kemikleri insandan çok gorilinkine benziyor.
2. Boynu, büyük maymunlardaki gibi kısa ve kalın. Oysa insan boynu, koşarken rahat bir duruş sağlayabilmesi için daha esnek.
3. İçkulaktaki denge organı maymun organına yakın.
4. El parmakları çok kıvrık. Bu, tırmanma yeteneğini gösteriyor.
5. Dil kemiği şempanzeninkine benziyor. Şempanzeler gibi ses çıkardığı tahmin ediliyor.

Şimdi 1″den başlayın ve 5″e kadar tekrar okuyun. Sayılan tüm özelliklerin ağaçlarda yaşama uyumlu, maymunsu özellikler olduğu apaçık ortadadır. Bu özelliklerde bir canlının fosilini “Evrimde dev buluş”  gibi bir manşetle vermenin bir anlamı olmadığı da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bu buluş, olsa olsa, Australopithecus’larla ilgili bir buluş olarak nitelendirilebilir.

Sonuç:

Selam”ın fosili Australopithecus afarensis”in maymunsu özelliklerini her zamankinden daha belirgin şekilde vurgulamaktadır. Bu bulgu, Australopithecus afarensis”in iddia edilen evrimsel bağlantıları için değil, sadece yaşam ve hareket şekli açısından değerli bir bilgi kaynağı olarak kabul edilebilir. Milliyet gazetesi haberi ise evrimi körükörüne benimsemiş, aleyhteki bulgular ne kadar güçlü olursa olsun bunları görmezden gelmeyi düstur almış bir bakış açısıyla hazırlanmıştır. Lucy’nin insanın atası olamayacağını ve insan gibi iki ayak üzerinde yürüyemeyeceğini gösteren bilimsel çalışmaların bu haberde yok sayılması, Milliyet”in taraflı olarak hareket ettiğini, insanın evrimi senaryolarını ideolojik olarak benimsediğini gösteren bir durumdur.

Not: Bu yazı, aşağıdaki haberlere de cevabımızdır:

Ntvmsnbc.com, En eski insansı bulundu 
Milliyet, 23 Eylül 2006, Evrim teorisine Etiyopya’dan selam geldi.
Posta, 21 Eylül 2006, En yaşlı bebek
Radikal, 21 Eylül 2006, 3.3 milyon yaşında bir bebek bulundu
Sabah, 21 Eylül 2006, 3.3 milyon yıllık iskelet bulundu 
Birgün, 21 Eylül 2006, evrimin en genç ve yaşlı kanıtı
Cumhuriyet, 22 Eylül 2006, İnsanın en yaşlı atası bulundu.

Dipnot

i. Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970, s. 75-94
ii. Charles E. Oxnard, “The Place of Australopithecines in Human Evolution: Grounds for Doubt”, Nature, cilt 258, s. 389
iii. Fred Spoor, Bernard Wood, Frans Zonneveld, “Implication of Early Hominid Labryntine Morphology for Evolution of Human Bipedal Locomotion”, Nature, cilt 369, 23 Haziran 1994, s. 645-648
iv. Richmond, B.G. and Strait, D.S., Evidence that humans evolved from a knuckle-walking ancestor, Nature 404(6776):382, 2000.
v. Isabelle Bourdial, “Adieu Lucy”, Science et Vie, Mayıs 1999, no. 980, s. 52-62
vi. “Discovery rocks human-origin theories”, Tim Friend, 21 March 2003: http://www.usatoday.com/news/science/2001-03-21-skull.htm

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.