Radikal gazetesinin 11 Ocak 2004 tarihli sayısında “Son Kararı Kadın Versin” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda Harvard Üniversitesi profesörlerinden Richard Wrangham”ın yaptığı bir deney haber veriliyor, Wrangham”ın şeytani erkek hipoteziyle ilgili evrimci iddialar aktarılıyordu.
Wrangham”ın söz konusu tezi, erkek şempanzeler arasında bireysel ve grupsal ölçüde görülen saldırganlıklar ve bu saldırganlığın şempanze dışında sadece erkek insanlarda görülmesine dayanmaktadır. Wrangham, erkek şempanze gruplarının kimi zaman başka gruplardan erkek şempanzelere baskınlar düzenleyerek onlara saldırmalarını insanlarda görülen savaş olgusuyla ilişkilendirmekte ve bu davranışın, insanla şempanzenin sözde ortak atasından günümüze ulaştığını iddia etmektedir.
Radikal yazısına göre, Wrangham”ın bu davranışı insanlar arasında test etmek için birbirlerini tanımayan öğrencilerle düzenlediği deney şöyledir: Denekler, senaryo gereği birer devlet yönetmeleri istenen bir strateji oyunu oynamaktadır. Oyunda, üzerinde petrol keşfedilen bir ada için stratejiler geliştirilmekte ve rakip ülkelerle mücadele edilmektedir. Habere göre, deneklerin davranışları cinsiyete göre değişkenlik göstermektedir. Buna göre, deneklerin erkek olması durumunda birbirlerinin ülkelerine saldırdıkları, kadın deneklerin ise barış yanlısı olduğu görülmektedir.
Radikal gazetesinde yapılan bağlantı özetle şu şekildedir: İnsan ve şempanzeye has bir davranış vardır. O halde bu davranış ortak ata göstergesi olmalıdır. Medyaya sıklıkla yansıyan bu mantık yürütme aslında evrim teorisini körükörüne benimsemiş Darwinistlerin ‘doğrulama önyargısı”na dayalı, tamamen gözboyayıcı bir aldatmacadan ibarettir. Dogrulama önyargısı, herhangi bir iddiada bulunan birisinin, geniş çeşitlilikte verilerin mevcut bulunduğu bir ortamda seçici davranarak, kendi tezine destek olarak sunulabilecek verileri almasını ve diğerlerini tamamen gözardı etmesini ifade eder. Radikal gazetesindeki haberde böyle bir önyargının çok iyi bir örneği mevcuttur. Bir davranış biçimini insanla paylaşan tek canlının sadece şempanze olmadığı bilimde gayet iyi bilinen bir olgudur. İyi bilinen iki örnek verelim:
Kunduzlar baraj yapabilen, mimarlık yeteneği gösteren canlılardır. İnsan da barajlar ve başka birçok mimari eser üretmiş bir canlıdır.
Arılar, altgen petekleri , açı ölçümü gerektiren, hassas geometrik şekillere göre inşa edebilen, bunu yaparken de matematik yeteneği ortaya koyan canlılardır. İnsan da matematiksel denklemleri çözebilen, geometrik şekiller çizebilen bir canlıdır.
Bu şekilde oluşturulacak davranış benzerliklerini farklı farklı canlı türleriyle insan arasında kurmak mümkündür. Ancak elbette kunduz ve arının insana has yetenekler ortaya koyması bu canlıların insanla ortak bir atadan evrimleştiğini göstermez. Bu durum şempanze için de tamamen aynıdır. Ancak Darwinistler, insanla davranışları benzeşen canlılar arı, kunduz gibi şempanze-dışı herhangi başka bir canlı olduğunda bunları tamamen gözardı etmekte, ellerindeki verileri bir tür inanç süzgecinden geçirerek doğrulama önyargısı ortaya koymaktadırlar. Kendi inançlarına göre seçtikleri verileri kendi inançlarını doğrulamada kullanmanın ise objektif gerçeklikle ilgili olan bilime hiçbir katkısı olmayacağı açıktır.
Radikal yetkililerini bilimsel bulguları okurlarına daha objektif bir zeminde aktarmaları çağrısında bulunuyoruz.
İlgili yazı: Maymunların Zeki Davranışları Niçin İnsanın Maymunlardan Evrimleştiğini Göstermez?