Vatan gazetesi okuyucularına kupon karşılığında bir Dünya Atlası hediye ediyor. Bu elbette güzel bir kültür hizmeti. Ancak Atlas”ın içeriğine bakıldığında, bu hizmetin ardında, bazı ideolojik telkinlerin de yattığını görüyoruz. Çünkü Vatan gazetesinin atlasında “insanın evrimi” masalına özel bir yer ayrılıyor.
“İnsanın evrimi” masalının, evrim teorisinin diğer senaryoları gibi, bilimsel kanıtlardan yoksun hayali bir tez olduğunu daha önce defalarca izah etmiştik. Dileyenler bu konudaki bilimsel eserlere, örneğin Harun Yahya”nın kitaplarına başvurarak, insanın kökeni hakkındaki evrimci tezlerin neden çürük olduğunu detaylarıyla görebilirler. (bkz. Harun Yahya, Evrim Aldatmacası, Hayatın Gerçek Kökeni) Özetle, insanın ilkel primatlardan evrimleştiğine dair hiçbir paleontolojik kanıt yoktur. Dahası, böyle bir evrim mümkün de değildir; çünkü doğada canlıların genetik bilgisini artırarak yeni organlar, yeni özellikler, hele de insanınki gibi zihinsel özellikler üreten bir doğal mekanizma yoktur. (Doğal seleksiyon ve mutasyon, böyle bir sonuç doğurmazlar, 150 yıllık gözlem ve deneylerin kanıtladığı bir gerçektir bu.)
Dolayısıyla Vatan”ın verdiği atlastaki “insanın evrimi” masallarına da itibar etmemek gerekir.
Düşündürücü olan nokta ise, tanımı gereği dünya coğrafyası hakkında bilgi vermesi gereken bir “atlas”ta, neden “insanın evrimi” masalına yer verildiğidir. Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Şeker de 8 Ağustos 2003 tarihli yazısında bu soruya dikkat çekmiş ve ortada ideolojik amaçlı bir propaganda olduğunu belirtmişti.
Gerçekten de ilgili-ilgisiz her yere yerleştirilen “insanın evrimi” telkini, bir ideolojinin, bir “dünya görüşü”nün aracıdır. İnsanın evrimi masalını bir gerçek gibi topluma empoze edenler, inandıkları materyalist felsefeyi ve ateizmi savunmak çabası içindedirler.
Vatan gazetesinin atlasını veya bir başka evrimci yayının Darwinist telkinlerini okuyanlar, bu gerçeği bilmeli, kendilerine “bilim” görüntüsü altında aslında bilimle ilgisi olmayan bir dogmanın telkin edildiğinin farkında olmalıdırlar.
Bilimin ortaya koyduğu gerçek sonuç ise, insanın bu dünyaya “evrim”le değil, “yaratılış”la geldiğidir. İnsanı ve tüm canlıları Allah yaratmıştır ve bilim her geçen gün bu apaçık gerçeğin yeni kanıtlarını bulmaktadır.