Materyalizm yüzyıllardır Allah inancına karşı, aslında baştan kaybedilmiş olan psikolojik bir mücadele içindedir. Allah”ın batıl olanı muhakkak geçersiz kılacağını kavrayamayan materyalistler, kendi akıllarınca bu mücadeleye var güçleriyle devam ederler. Evrenin Big Bang”le sıfır hacimden var olduğu, yani yoktan yaratıldığı ve Allah”ın ayetlerinde işaret edildiği gibi genişlemekte olduğu ispat edilmiş, fakat materyalistler maddenin ezeli ve ebedi olduğu safsatasına insanları yönlendirebilmek için mantıksız iddialarla bu gerçeğe karşı mücadele yürütmüşlerdir. Kuantum fiziği, maddenin yalnızca ışık dalgalarından ibaret olduğunu göstermiş, fakat materyalistler maddenin mutlak varlığını savunup madde dışında hiçbir şeyi kabul etmediklerinden, bu gerçeği sürekli olarak inkar edecek yollar aramışlardır. Sayısız bilimsel gelişme ve özellikle paleontolojide elde edilen bulgular, evrim teorisinin geçersiz olduğunu bilimsel olarak ispatlamış, fakat materyalistler yine de canlıların evrimleştiği aldatmacasını telkin ederek baştan yenilgiye uğramış mücadelelerine kendilerince devam etmişlerdir. Bilim, materyalizme darbe vurdukça, materyalist karşı çıkma sürekli gündeme gelmiştir. Materyalizm, bilimsel delillere, psikolojik mücadele ile karşılık vermiştir. Darwinizm aldatmacası ile yapılmaya çalışılan da işte tam olarak buduk.
Bu öyle bir şeydir ki, Nobel ödüllü profesörleri, bilim adamlarını, paleontologları, mikrobiyologları, zoologları, bilim yazarlarını bir araya getirerek "suyun içinde moleküller vardı; çamur, tesadüf ve zamanın etkisiyle hücre oldu" gibi akıl almaz bir aldatmacayı hiç utanmadan, hiç çekinmeden savununur hale getirmiştir. Bu insanlar, öyle bir büyü meydana getirmişlerdir ki, milyonlarca insan, bu psikolojik mücadelenin etkisiyle suya düşen yağ taneciklerinin hücre haline gelmesine, bir balığın sudan yürüye yürüye çıkmasına, tarihte ilk kuşun dinozor yumurtasından çıkarak uçmaya başladığına, maymunların zaman içinde tesadüfen gelişerek keşifler yapan, medeniyetler kuran, teknolojiler geliştiren, bilgisayar yazılımları oluşturan, uzaya roket gönderen insana dönüştüğüne inanmaya başlar.
Bir bilim adamı, o zamana kadar hiç kimsenin keşfedemediği, hücrenin olağanüstü yapısının "yalnızca bir bölümünü" keşfettiği için Nobel ödülüne layık görülür. Ama aynı bilim adamı, ödülünü aldıktan sonra öğrencilerine o hücrenin bir çamur birikintisinden rastgele oluştuğu masalını anlatmakta hiçbir sakınca görmez. Aynı bilim adamı, sayısız bilimsel çalışmanın altında imzası olmasına rağmen, öğrencilerine büyük birer sahtekarlık örneği olan Piltdown adamını, Haeckel”in embriyo çizimlerini, sanayi kelebeklerini evrimin en büyük delilleriymiş gibi anlatmaktan çekinmez.
İşte deccal sistemi olan masonluğun oluşturduğu büyünün etkisi, bu kadar acınacak hale getirir Darwinistleri. Deccal, Darwinizm ile neredeyse bütün beyinlere ulaşmış, insanları uzun bir süre boyunca aldatmış, yalan söylemiş, sahtekarlık yapmıştır. İnsanların pek çoğu körü körüne, bilinçsizce, farkında olmadan bu yalana uymuş, yıllarca kendisini adeta hayvan soyunun bir parçası olarak görmüş, hatta bu sebeple vahşileşmiş, umursuzlaşmış, Allah”a karşı sorumluluklarından uzaklaşmıştır. Deccal, yani masonluk, Darwinizm”i kullanarak dünyanın en büyük aldatmacalarından birini yeryüzüne yaymıştır. Deccalin etkisi ile Darwinizm, tarihin en büyük kitle aldatmacası haline gelmiştir.
Fakat deccal sistemini yayan masonların bu alandaki başarısı, sahte bir başarıdır. Darwinizm aldatmacası artık sona ermiştir.
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda artık Darwinizm”in bütün sahtekarlıkları ortaya çıkmıştır. Darwinistlerin 150 yıldır öne sürdükleri tüm ara form örneklerinin sahte olduğu anlaşılmıştır. Dünyanın hemen her yeri kazılmış, 250 milyondan fazla fosil çıkarılmış ama bunların tek bir tanesinin bile ara form olmadığı açıkça görülmüştür. Fosillerin tamamının mükemmel canlıları temsil ettiği, büyük bir çoğunluğunun da günümüz canlılarına ait olduğu anlaşılmıştır. İnsanlar, bu kanıt ile, canlıların bugünkü görünümleriyle ortaya çıktıklarını ve hiçbir değişim geçirmediklerini anlamışlardır. İşte insanlar, bu gerçek ile, Darwinistlerin neden fosilleri sakladıklarını, neden bilimsel delilleri insanlardan gizlemeye çalıştıklarını da anlamışlardır. Evrim teorisinin, mikrobiyoloji, paleontoloji, moleküler biyoloji, genetik gibi bilimlerin ortaya koyduğu sonuçlar karşısında gerçekleşmesi imkansız bir teori olduğu kesin olarak ispatlanmıştır.
Bütün bunların yanı sıra, Darwinistlerin Allah inancına ve yaratılış gerçeğine karşıt bir tutum içinde oldukları ve bunun nedeninin de Darwinizm”i, sapkın bir din olarak benimsemeleri olduğu görülmüştür. Böylelikle Darwinistlerin, insanları aldatabilmek için neden türlü türlü aldatmaca ve sahtekarlığa başvurdukları da anlaşılmıştır. İnsanların karşısında, evrimi reddeden çok fazla delil vardır. Artık insanlar, evrimin bir aldatmaca olduğunun açıkça farkına varmışlardır. Evrim teorisinin tek bir delille bile desteklenmediğinin artık bilincindedirler. Darwinist aldatmacanın etkisine girmeleri artık, Allah”ın dilemesiyle, imkansızdır.
İnsanlar evrim teorisinin geçersizliğinin delillerini gösteren sergilere gitmiş, yaşayan fosilleri incelemişlerdir. Fosillerin her birine kendi elleriyle dokunmuşlar, onları kendi gözleriyle görmüşlerdir. Canlıların milyonlarca yıl boyunca değişmeden kalmış olduklarını, hiçbir evrim geçirmediklerini hayranlık içinde öğrenmişlerdir. Yaratılış Atlası”nın her bir sayfasını dikkatle incelemiş, günümüzde yaşayan canlı türlerinin milyonlarca yıl önce de aynı şekilde olduklarına kendileri kanaat getirmişlerdir. Yeryüzünün; araştırılıp incelendiği her an, sürekli olarak yaratılış gerçeğini destekleyen kanıtlar sunduğunu anlamış durumdadırlar. Darwinistlere yapılan; dünyanın en ünlü meydanlarında "yalnızca tek bir ara fosil göstermeleri" çağrısının, derin bir sessizlikle karşılık bulduğunu da açıkça ve şaşkınlıkla görmüşlerdir. Darwinizm propagandasının tüm yöntemleri deşifre edilmiş ve insanlara bu aldatmacanın destekçisi olmamaları gerektiği, kitaplar, DVD”ler, internet yayınları, konferanslar ve televizyon röportajları yoluyla kapsamlı olarak anlatılmıştır.
Aldatmacanın kanıtlarını gören insanlar, dünya çapında büyük bir fikri aydınlanma yaşamış ve bunca yıldır aldatılmış olduklarından dolayı haklı bir tepki göstermiş, okullarda çocuklarına Darwinizm safsatasının okutulmasını tepki ile karşılamış, yapılması planlanan evrim sergilerine, evrim konferanslarına yani Darwinist propagandaya itiraz etmiş, Darwinistlere açıkça meydan okumuşlardır. Öğrenciler, biyoloji derslerinde, Darwinizm yanlısı öğretmenleri ile evrim teorisinin bilimsel mantıksızlığına ve delilsizliğine dair tartışmalara girmişlerdir. Uzun yıllar boyunca evrim teorisinin gerçek yüzünü bilmedikleri için kandırılmakta olan insanlar, bilinçlenmelerinin ve Darwinizm”in iç yüzünü görmelerinin ardından, yıllar boyunca nasıl aldatıldıklarını şaşkınlıkla fark etmiş ve buna yüksek sesle itiraz etmişlerdir. Artık Darwinistler de bilmektedirler ki, Darwinizm dünya çapında ölmüştür ve tekrar ayağa kalkıp insanları aynı yöntemlerle kandırması Allah”ın izniyle imkansızdır. Dünya çapındaki bu büyük fikri aydınlanmanın en önemli göstergelerinden biri çeşitli medya kuruluşları ve internet siteleri tarafından yapılan anketlerdir. Örneğin, Associated Press Ajansı ve NBC”nin yaptığı ulusal anketin sonuçlarına göre, Amerikalıların %86″sı artık yaratılış gerçeğinin de okullarda okutulmasını istemektedir.185 Almanya”nın Süddeutsche Zeitung gazetesi internet sitesinde 8 Temmuz 2007 tarihinde yapılan anketin sonucuna göre, evremi reddedenlerin oranı %87″dir. Almanya Die Welt gazetesi internet sitesinin 17 Nisan 2008 tarihli anketine göre, bu oran %86″dır. İsviçre”nin Blick gazetesi internet sitesinin yaptığı 4 Mayıs 2007 tarihinde yaptığı ankete göre, yaratılış gerçeğine inananların oranı %85″dir. Fransa Science Actualités gazetesi internet sitesinin 16 fiubat 2007 tarihli anketine göre evrime inanmayanlar %92″dir. Yine 2 fiubat 2009 tarihli Guardian gazetesinin haberine göre, İngiltere”de yapılan bir anket, İngilizlerin yalnızca %25″inin Darwin”in evrim teorisine inandıklarını göstermektedir. Yine, Fransız Nouvel Observateur ve Science et Avenir ortak internet sitesinde 06.07.2009 tarihinde yayınlanan bir habere göre, Fransız okullarında, evrim teorisine inanan öğrencilerin sayısında bir hayli düşüş olduğu saptanmış ve söz konusu yayın bu durumu Yaratılış Atlası”nın Fransa”daki etkilerine bağlamıştır. Darwinist profesörler, Darwinizm”in aldığı bu büyük yarayı oldukça "ciddi", "üzücü", Darwinizm adına "utanç verici" olarak nitelendirmişlerdir.
İsveçli embriyolog Soren Lovtrup, Darwinizm aldatmacasının bugün geldiği durum ile ilgili olarak şu yorumu yapmaktadır:
Sanırım hiç kimse bilimin tüm alanlarının sahte bir teoriye bağımlı olmasının büyük bir yanlış olduğunu inkar etmeyecektir. Ama biyolojide gerçekleşmiş olan durum budur: Uzun zamandır insanlar evrim problemlerini "Darwin" sözlüğüne özgü bir şekilde tartışmaktadırlar – “adaptasyon”, “seleksiyon baskısı”, “doğal seleksiyon” vs – bunu yaparak doğal olayların açıklamasına katkıda bulunacaklarına inanmaktadırlar. Ama bunu başaramamaktadırlar…
İnanıyorum ki bir gün Darwin miti bilim tarihinin en büyük aldatmacası olarak yerini alacaktır.
Şu anda Darwinizm”in, bilim tarihinin en büyük aldatmacası olduğu gerçeği oldukça hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılmaktadır. Yaratılış gerçeğine karşı, Avrupa Konseyi gibi resmi kurumlar tarafından gerçekleştirilen engellemeler, Darwinistlerin bu konudaki şiddetli paniğini gözler önüne sermektedir. Tarihte hiçbir zaman, devletleri temsil eden bir parlamentonun bir aldatmacaya arka çıktığı ve bir sahtekarlığı desteklemek için resmi bir karar aldığı görülmemiştir. İşte Darwinist paniğin Darwinizm yanlılarını 21. yüzyılda getirdiği durum budur. Darwinistler, baskıcı hükümet kararlarının, evrimi derslere mecburi olarak dahil etmenin, yargıyı taraflı bir şekilde kullanarak yaratılış gerçeğini öğrencilerden özenle gizlemeye çalışmanın, tek yanlı dayatma yapmanın bu aldatmacayı ayakta tutmaya devam edeceğini zannetmektedirler. Oysa dünyadaki milyarlarca insanın Darwinizm aldatmacasına karşı samimi kanaatleri, baskı ve zorla uygulanan tüm yöntemlerin ve bundan elde edilen neticenin çok üstündedir.
Hiçbir Darwinist, getirdiği yasakçı bir yasa ile insanların zihnen inandığı kesin bir kanaati değiştiremez. Hiçbir Darwinist, sayısız delille yalanlanmış bir teoriyi zor kullanarak, sürekli dayatarak insanlara inandıramaz. Bu imkansızdır. Darwinist oyun artık sona ermiştir. İnsanlar bugün 21. yüzyılda gerçeklere diledikleri gibi, istedikleri kaynaklardan ulaşabilmektedirler. Dolayısıyla yasaklama, engelleme ve baskı, Darwinistlere hiçbir zaman istedikleri sonucu vermeyecek, Darwinist aldatmacaya karşı fikri tepki gitgide artarak devam edecektir.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah tüm varlıkların Hakimi”dir. Deccalin oyunları bu gerçeği insanlardan gizleyemeyecektir. Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
Onlar, Allah”ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 8)