İsmet Berkan”ın Ağrı Yanılgısı

Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, 22 Mayıs 2005 tarihli köşesinde, “Ağrının Böylesi” başlıklı bir yazı yayınladı. Berkan yazısında, 21 yaşındayken yaşadığı bir rahatsızlığı anlatıyor, bununla ilgili tecrübesini şu sıralar okumakta olduğu bir kitaptan aldığı bölümle birlikte yorumluyordu. Rahatsızlığına disk aşınması teşhisi konduğunu anlatan Berkan, daha sonra kitabın yazarı Dr. Frank Vertosick Jr.”ın bel ve boyundaki disk rahatsızlıklarıyla ilgili yorumunu şu sözlerle aktarıyordu:

Dr. Vertosick Jr.”ın analizi çok doğru: Bizler, evrim sürecindeki ani bir hızlanmanın sonucu olarak iki ayak üzerine kalkmış canlılarız ama orijinal tasarımımızın büyük bölümü hâlâ dört ayak üzerinde yürüdüğümüz zamandan kalma.

Gerçekte böyle bir yorumun doğruluğuna dayanak gösterilebilecek hiçbir bilimsel bulgu bulunmamaktadır. İnsanın evrimi senaryosu hem fosil kaydı hem de önerilen mekanizmalar açısından dayanaksız bir hipotezdir.

İnsanın evrimi senaryosuna delil atfedilen fosiller büyük bir sahtekarlık ürünüdür. Evrimciler 1.5 asıra yakın bir dönemden bu yana tek bir ara geçiş formu ortaya koyamamışlardır. İnsanla akrabalık ilişkileri kurulmaya çalışılan şempanzelerin fosil kaydı ise tamamen noksandır. 1

İnsanın hayali evrimi konusunda önerilen mekanizmalar da Darwinizm adına bilimsel bir kanıt oluşturmamaktadır. Paris Üniversitesi profesörlerinden matematikçi ve doktor Marcel-Paul Schützenberger, Darwinizm”in insanın dört ayaklı maymunlardan doğrulup evrimleştiği teorisinin hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir “kavramsal iflas” tablosu çizdiğini şu sözlerle itiraf etmiştir:

“Kademeli gelişimciler ve sıçramalı evrimi savunanlar, insanı [sözde evrimle] gelişmiş primatlardan ayıran şu birkaç biyolojik sistemin bir ölçüde eşzamanlı şekilde ortaya çıkışını açıklamada tamamen yetersizdirler: Leğen kemiğinin değişiminin eşlik ettiği iki ayaklılık, ve şüphesiz beyincik, parmak uçları özellikle hassas bir dokunma duyusu veren, çok daha becerikli eller; fonasyona (ses çıkarmaya) izin veren yutaktaki değişimler; merkezi sinir sisteminin özellikle temporal lobu seviyesinde, özellikle lisanı tanımaya izin veren değişimler. Embriyo oluşumu açısından bu anatomik sistemler birbirlerinden tamamen farklıdırlar. Her bir değişiklik bir hüner, [sözde evrim sürecinde] bir primat ailesinden soylarına bir miras oluşturur. Bu hünerlerin [sözde evrimle] eş zamanlı olarak gelişmiş olması hayret vericidir. Bazı biyologlar genomun önceden yatkınlığından söz etmektedirler. Bunun gerçek olduğunu varsaysak, birisi gerçekten bu yatkınlığı kazanmış olabilir mi? Bu yatkınlık balıkların ilkinde var mıydı? Gerçek şu ki bizler tam bir kavramsal iflasla karşı karşıyayız “. 2 (vurgular bize aitti)

Görüldüğü gibi insanın sözde evrimi hiçbir bilimsel dayanak olmaksızın anlatılan bir hikayeden ibarettir. Evrimcilerin, bir dünya görüşü olarak benimsedikleri Darwinist hikayeleri bilimsel bir görünümde anlatma yanılgısına son vermeleri gerekmektedir. İnsan, sahip olduğu organ ve sistemlerle apaçık bir tasarım ortaya koymakta, bu tasarımlardaki komplekslik Darwinizm”in tesadüf ve şuursuz doğal sebeplere dayalı açıklamalarını geçersiz kılmaktadır. İnsanı Yüce Allah yaratmıştır ve modern bilimin bulguları bu gerçekle tam bir uyum içindedir.


1- Bkz. http://www.darwinizminsonu.com/insanin_kokeni_01.html
2- Schutzenberger M-P., in “The Miracles of Darwinism: Marcel-Paul Schutzenberger ile Ropörtaj” Origins & Design , Vol. 17, No. 2, Bahar 1996, sf.10-15

Ayrıca bakınız

Sonunda Örümcek İpeği Yapay Olarak Üretilebilecek mi?

Örümcek ipeği, taklit edilmesi oldukça zor olan ve muhteşem özelliklere sahip bir maddedir. Bu özelliklerden …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.